19 Ağustos 2011 Cuma

monsieur cok

   

                                                                            sistem...

17 Ağustos 2011 Çarşamba

last knit


                                                                          obsesif kadın

16 Ağustos 2011 Salı

SERZENİŞ


dolgusu olmayan sözcükleri zihnine yerleştirip sadece kendi adına yaşamak. etrafta çok fazla gördüğümüz karikatür tiplemesini andıran ve varlığına henüz erişememiş eşref-i mahlukatlar. artık adına insan denemeyecek kadar insan olma özelliğini yitirmiş varlıklar. aralarında yaşamak çok zor olsa da onlara rağmen, yaşam alanına müdahele edilse de ne kadar mideni bulandıracak kadar, belki de sadece burada çare yok, komün yaşamak.

peki ya kendi nefs mücadelesinde sürekli tökezleyerek yaşayanlar, artık vazgeçilmezleri olmuştur. aciliyetler artık başkadır, başka biçimlidir. değiştirildik, yok edildik kendi kimliklerimizde farkında olmadan. olanlar ise kendi çelişkilerinde boğulmak üzereler. herkes suretini pişkinliğe vururken ardına bakmadan yaşamaya devam ediyor. kendi tükenişine yeni sloganlarla cevap veriyor insan. kısa yoldan bulandırmadan hayatı, hayatını, tek başınalığıyla süreç ilerliyor. artık ne için yaşanıldığı değil, nasıl yaşanıldığı daha mühim. yoz kültüre, o yoz kültürü yaşayarak yanıt verenler işin içinden kolaylıkla çıkabildiklerini sansalar da daha vahim bir yola girdiklerini göremeyecek kadar artık yoklar.

klişelerin içinde yeniden ve yeniden klişeleşen trajikomik hikayelerle çevrimiçi ve çevrimdışı olanlar, kendilerini yakın zamanda nerede bulacaklarının ayırdındalar mı acaba! varlığımızı ve yokluğumuzu birbirimize karşı bu kadar tahammülsüz kılan , bir ozon deliğini de birbirmize karşı beynimizde açtığımızı görememek kadar acı ve utanç verici bir şey kalmıyor geriye.

bütün bunlar adına sadece diyebilirim ki herkese kolay gelsinler ve iyi geceler...

05.2008

S.O.S


               Kafamızın dışında gelişen bir çok vakaya şahidiz, isteyerek ya da istemeyerek. Artık sözün kifayetsiz kaldığı yerdeyiz. Tepkiler fazla ılımlı, kalemler oldukça güçsüz  ve illüzyon kafamıza yerleşmiş durumda. Doğal uyuşturucularla boğuşma durumunu artık kimse yadırgamıyor. Alıştık, alıştırıldık. Vakaların karanlık boyutundan çok bakılması gereken iç açıcı yanları olmalı. Doğal duruma dönüştürülmeye çalışılan varlık. Arada harcananlar elbette olacaktır. İnsan eninde sonunda tükürüğünde boğulmadan kurtulacaktır aldığı uyuşturuculardan; antikor etkisi de çabası, alışkanlık yaratacaktır.’ Öldürmeyen şey güçlendirir’ demiş ya niçe.

               Tabiî ki bu inanca gelene kadar geçilecek adımlar ruh sıkıcı olabilir. Herkesin acı eşiği farklı olmakla birlikte farklı tepkiler çıkaracaktır. Durmak yok, durmak sıkıcıdır. En kötü gidiş bile gidiş olmalı, düşe kalka, sürünerek.

               Gevrek gevrek cümleler kurarken bile saldırıya maruz kalıyorsun. İnsan hep kırıldığı yerden kurar başlangıcı.  Algılandığı nokta hep bunun üzerindendir. Buradan eleştirmemeli, saçmalama hareketini ‘bırakınız yapsınlar’. Sayfa sayfa kelimeler yazılabilir, etiketlemeyiniz. Aksi takdirde başkaldırı kaçınılmaz sonda kendini gösterebilir. Haftalık dergiler gibi yaftalık mecmua oluyoruz.
       
               Herkes kendi manifestosunu mu yazmak istiyor, ‘bırakınız yazsınlar’. Nerde çokluk orda bokluk, elbet tükenecek ve tüketilecek kader ve kadersizlik. Fetişist fetişist konuşacaklar, bırakınız konuşsunlar. Nasıl olsa doğa elbet insanı da arkasına alıp yıkıma geçecek.

              Gayet geniş tartışılmalı. Bu bir boyun eğme değildir, tam tersi başkaldırışın tam bir örneğidir. Bütün bu kelimeler benimle beraber gelecek. Birilerine inat, değersizleşen her şeye inat, şuursuzluğa inat, perperişanlığa inat, bırakınız saçılsınlar ortaya. Aitliğimi ayaklar altına alanlara inat ben saçmalayacağım. Tavrım ve meşgalem budur. Taksiratımızı birilerinin affetmesini bekleyeceksek ‘bırakırız yaparlar’, affetmek bana mahsussa!

              Gücüm kalbimden zihnime gelir, bedenimse kılıftır artık, giydirilmiştir tam manasıyla! Sabun köpüğü gibi kalmayalım lütfen. Geçici kul fetvası dinlemeyelim şahsına münhasırlardan. Özne ile nesnenin yer değiştirdiği yerde etik hala var mıdır! Bırakınız sorgulasınlar.

              İnsan, geri dönüşümsüz çöptür artık. Pilim bitmişse yenisi takılamazdır, izin verdik buna. Benden daha değerli nesneler yarattılar. Bakakaldım sonrasında ise öleyazdım. Dünyanın ozon deliğini geçtik, beynimizde açılan deliğe bir bakın diyorum!

               Velhasıl dostlar, şimdiden eyvallah…
             
     03. 2011

Tehlike Çanları


Ben kuşları özgür bıraktım,
O yüzden artık ağzımla kuş tutmuyorum..
Al dualar ettim hep
Zamanlar boyunca.
Kırılan ne varsa aklımın ucunda,
En afili parçalarını bıraktım kozmoza.
Kimliksiz aidiyetlikler artık siyah pilot bir kalemle evriliyor
’nasip’ olursa eğer
Devrileceğiz hep beraber.
İnancımız kör edecek ellerimizi,
Dokunamayacak gözlerimiz, tadamayacak kalbimiz
Koklayamayacak aklımız artık.
Sözcükler gürültülü ve yıkıcı bir iniş yapacak zihinden bedene.
Umarlar tekinsizdir, kayıp olan umarsız.
Gidiyoruz artık bırakın ket vurmayın ayaklara,
Merak etmeyin ağzımızla kuş tutmayacağız artık dedim ya
En iyi hediyeler pişkinler içindir;
Hayatın boş sayfalarında tatil imkanı sunduk size.
Fütursuz eğlenceler…

02. 2011